İşitme Sisteminin Yapısı ve Fizyolojisi: Dış, Orta ve İç Kulak Fonksiyonları

Odyone

Odyone

· 13 dk okuma süresi
İşitme sistemi yapısı ve fizyolojisi hakkında detaylı bilgi: Dış kulak, orta kulak ve iç kulak bölümleri, işitme siniri ve Korti organının işlevleri.

Yeni yazılarımızdan haberdar olmak ister misiniz? Haftalık Odyoloji bültenine Ücretsiz abone ol, sana her hafta odyolojide olup bitenleri gönderelim.

İşitme; ses kaynağından çıkan enerjinin ortamdaki moleküllerde oluşturduğu ses enerjisinin dış kulak yoluyla toplanıp iç kulağa gönderilmesi ve iç kulaktaki özelleşmiş yapılar aracılığıyla beynin işitsel korteksinde işlenip algılanması olayıdır. İşitme sistemi periferal ve santral olmak üzere iki bölümde incelenmektedir.

Image

Periferal İşitsel Sistem

• Dış kulak, orta kulak ve iç kulak olmak üzere üç bölümden meydana gelmektedir.
• Ses, kulak kepçesi tarafından toplanarak dış kulak yolu ve orta kulak yardımıyla kokleaya ulaşabildiği gibi kemik iletimi yoluyla doğrudan kokleayı da uyarabilir.

a. Auris Externa (Dış Kulak)

• Dış kulak, kulak kepçesi ve dış kulak yolundan (DKY) oluşur.
• Ortamdaki sesler kulak kepçesi tarafından toplanarak dış kulak yolu aracılığıyla timpanik membrana iletilir.
• Kulak memesi (lobule) hariç tüm kulak kepçesi elastik kıkırdak ve deriden oluşur. 2-4 kHz DKY’de daha iyi titreşmektedir.
• Kulak kepçesi ve DKY 2-4 kHz’deki sesleri amplifiye eden bir akustik huni gibi görev yapmaktadırlar.
• Ses iletiminde oldukça önemli olan bu özellik gürültüye bağlı işitme kayıplarında olumsuz etki göstermektedir.

1. Auricula (Kulak Kepçesi)

- İşitme duyusunda ses dalgalarıyla karşılaşan ilk uzuv kulak kepçesidir.
- Çevredeki seslere dikkat etmeye yardımcı olan, sesin yer tayininde rol alan, sesleri topladıktan sonra dış kulak yoluna (DKY) ulaştırandır.
- Kulak kepçesi sesin yönünün belirlenmesinde de önemli role sahiptir.
- Yaklaşık 135 derecelik bir yay içindeki başın baktığı tarafa göre bütün sesleri toplar ve dış kulak yoluna yönlendirir.
- Bu hattın dışından gelen sesleri ise geri çevirerek ses yönünü belirleme işlemini gerçekleştirir.
- Konka ise boynuza benzeyen şekliyle adeta bir megafon gibi iş yapar ve ses dalgalarını DKY’da keşifleşmesini sağlar.
- Bu şekilde ses dalgalarının şiddetini 6 dB artırdığı düşünülmektedir.

2. Meatus Acusticus Externus (Dış Kulak Yolu)

- Kulak kepçesinin konka parçasından timpanik membrana kadar devam eder.
- DKY erişkinlerde yaklaşık 2,5-2,7 cm uzunluğa ve 0,6-0,7 cm çapa sahiptir.
- S harfine benzer bir şekildedir.
- Kulak kanalının 1/3’lük kısmı kıkırdak kartilajdan, geri kalan 2/3’lik kısmı kemik kartilajdan oluşmaktadır.
- Kıkırdak kısmı örten deri, kıl kökleri, yağ bezleri ve serumen bezlerini içerir.
- Kemik kartilaj ise timpanik membranın dış epitel tabakası ile süreklilik gösteren ince bir deri ile kaplıdır.
- DKY, serumen salgılayan ve yüzeyinde tüyler bulunan deri ile kaplıdır.
- DKY kulak kepçesinden gelen ses dalgalarını sadece yönlendirmez aynı zamanda şiddetlendirir.
- DKY silindir bir yapıya sahip olduğu için bir rezonatör gibi ses şiddetini arttırmaktadır.
- Yaklaşık 3 kHz civarındaki frekansta 15-20 dB’lik bir artış sağladığı tespit edilmiştir.
- Kişiden kişiye DKY uzunluğu, şekli ve çapı değiştiği için herkeste bu değerler aynı elde edilmemektedir.

b. Auris Media (Orta Kulak)

• Orta kulak, DKY’yi sonlandıran timpanik membran, östaki borusu ve üç küçük kemik: malleus, inkus ve stapes 'ten oluşur.
Timpanik boşluk; kulak boşluğu ile kulak zarı arasında oluşan iç yüzeyi mukoza ile kaplı dar bir yapıdır.
• Orta kulakta iki küçük kas olan tensör timpani ve stapedius kası bulunur.
• Malleusun manubrium'u timpanik membrana yerleşiktir ve malleusun başı inkus ile bağlantılıdır, incus ise tabanı kokleanın oval penceresi ile bağlantılı olan stapes ile eklemlenir.
• Stapes taban plakası oval pencereye sıkıca oturur. Üç kemik (malleus, inkus ve stapes) timpanik membrandan promontoryumun arka ve üstte kısmında bulunan oval pencereye ses iletir.
• Orta kulak bir empedans eşleştirme olarak görev alır.
• Hava ve sıvının farklı akustik empedansları nedeniyle, hava titreşimlerinin akışkan dolu iç kulağa doğrudan iletilmesi, gelen sesin %99’undan fazlasının akışkan yüzeyinden yansıtılmasına neden olacaktır. Orta kulağın görevi, bu iletim kaybını olabildiğince küçük tutmak ve belirli frekanslarda, titreşen havanın enerjisinin neredeyse tamamını iç kulak sıvısına iletmektir.
• Bu, timpanik membranın iletim yüzeyi ile stapes taban plakası arasındaki yaklaşık 1/17-1/20 boyut farklılığı ile mümkün olmaktadır.
• Tüm sesler orta kulak tarafından eşit olarak iletilmez. Dış kulak gibi rezonans farkından dolayı 1000-4000 Hz arasındaki ses enerjisi daha verimli iletilmektedir.
• Ses dalgaları ortam değiştirirken, hava ve perilenf arasındaki rezistans farkından dolayı 30 dB’lik bir kayba uğrarken dış kulaktan gelen ses dalgaları iç kulağa aktarılırken de kemikçikler ses dalgalarında kaldıraç görevi yapar.
• Orta kulak bir çeşit amplifikatör görevi görerek, sesi iç kulağa geçirirken 30 dB kuvvetlendirmektedir.

Orta kulak sesin şiddetini üç mekanizma ile artırmaktadır:

1- Kulak zarının tahterevalli yükseltici etkisi
2- Kemikçikler sisteminin yükseltici etkisi
3- Kulak zarı ve stapes yüzeyleri arasındaki büyüklük farkı

c. Auris İnterna (İç Kulak)

• İç kulak, işitme ve denge ile ilgili reseptörlerin bulunduğu kısımdır ve temporal kemiğin petröz bölümünde yerleşmiştir.
• Koklea ve vestibüler organlar birlikte genellikle “labirent” olarak adlandırılır.
• Kemik yapılar kemik labirent olarak isimlendirilir ve membranöz labirenti içerir.
• Bir kulakta 3 adet semisirküler kanal ile utrikulus ve sakkulus olmak üzere 5 adet harekete duyarlı vestibüler organ vardır.
• Elektrolit bileşiminde hücre içi sıvıya benzeyen endolenf, membranöz labirent içinde daima kapalı bir sistem içinde bulunur.
• Elektrolit bileşiminde hücre dışı ve beyin omurilik sıvısına benzeyen perilenf, endolenf içeren zarları çevreler ve patolojik koşullar haricinde endolenf ile karışmaz.

1. Koklea

- Koklea, duyma sensör organını içeren salyangoz şeklindeki kemikli bir yapıdır.
- Koklea, içi boş, merkezi bir sütun etrafında (modiolus) iki buçuk tur dönen sarmal bir tüptür.
- Kokleada bulunan özel yapılar sayesinde akustik sinyaller beyne iletilirken elektriksel sinyallere dönüştürülür
- Koklea içerisinde bulunan farklı alanlar frekansa özgüdür.
- Diğer bir deyişle koklea tonotopik bir yapıya sahiptir; bazalı yüksek frekanlara apikali ise alçak frekanslara daha duyarlıdır.
- Kokleada içi sıvı dolu üç kanal mevcuttur: Skala vestibuli ve skala timpanideki sıvı (perilenf), beyin omurilik sıvısı gibi hücre dışı sıvıya benzer, sodyum bakımından zengin ve potasyum bakımından fakirdir.
- Skala media kokleanın apikaline doğru daralarak devam eder ve kemik labirentin apikal sınırının hemen yakınında sonlanır.
- Helikotrema adı verilen kemik labirentin apikal sınırının yakınında bir açıklık bulunur ve skala vestibuli ile skala timpani arasındaki iletişime izin verir.

2. Korti Organı

Image

- Korti organı, baziller membran ve perilenfteki mekanik titreşimleri sinir liflerini uyaran elektrik akımlarına dönüştürür.
- Korti organı baziller membran, üzerine dayanmış destek hücreleri, spiral seklinde dizilmiş çeşitli duyusal hücreler ve bunların üzerini örten tektorial membrandan oluşur.
- Korti organı birçok farklı türde hücreyi barındırır. Duyusal hücreler, üzerlerinde bulunan saç benzeri demetler sebebiyle tüylü hücreler olarak adlandırılırlar ve baziler membran boyunca sıralı haldedirler.
- Tüy hücreler, mekanik sinyalleri, ses olarak yorumlanan elektrokimyasal sinyallere dönüştürmekten sorumludur.
- Tüy hücreler, baziler membran boyunca belirli bir frekansa duyarlı dağılımda düzenlenmiştir.
- Tüy hücrelerin üstlerinde sterosilia demetleri bulunur.
- Tüy hücreleri iki ana tiptedir: dış tüy hücreleri ve iç tüy hücreleri.
- İnsan kokleası, baziler membran boyunca 3-5’li sıralar halinde dizilmiş yaklaşık 12,000 silindir şekilli dış tüy hücresine ve tekli bir sıra halinde dizilmiş yaklaşık 3,500 armut şekline benzer iç tüy hücresine sahiptir.
- Her bir dış tüy hücresinde, 50-150 stereosilia, W veya V şeklini alan 3-4’lü sıra halinde düzenlenirken, iç tüy hücrelerinde sterosilialar düz U şeklindedir.
- Timpanik membranın titreşimi, stapedial taban levhasının hareketine yol açar ve kokleada mekanik bir dalga hareketi başlatır.
- Oluşan bu dalganın frekansı hangi tüy hücrelerinin beyine nöral uyaran göndermesi için uyarıldığının belirleyicisidir.
- İç kulakta, ses dalgaları tarafından üretilen mekanik titreşimlerin elektrokimyasal sinyallere dönüştürülmesi süreci, sinir lifleri ile bağlantılı olan mekanik harekete duyarlı tüy hücreleri içeren Korti organında meydana gelir.
- Frekans seçiciliği koklea, uzunluğu boyunca farklı derecelerde sertlik ve rezonans dereceleri sergileyen baziler membran aracılığıyla ses frekanslarını analiz eder (pitch ayrımı).
- Baziler membranın her bir bölgesi spesifik bir frekansa daha duyarlıdır.
- Membranın apikal kısmı düşük frekanslı seslere duyarlı iken bazal kısım yüksek frekanslı seslere duyarlıdır.
- Perilenf boyunca bazal uca ulaşan titreşimler, membran boyunca, frekanslarına karşılık gelen bir mesafede maksimum genliğe ulaşır ve daha sonra hızlı bir şekilde amplitüdü azalır.
- Sesin frekansı ne kadar yüksek olursa, dalgaların kat ettiği mesafe o kadar kısa olur.
- Baziler membran üzerinde en çok titreşen bölge, korti organının en fazla bu bölgesindeki tüy hücrelerini uyarır ve en çok nöral uyarım bu tüy hücreleri ile işitsel sinire ve oradan da beyne ulaşır.
- Beyin, baziler zar üzerindeki yeri tanır, aktive edilen belirli sinir lifi grubundan sesin tonunu (pitch) belirler.
- Alçak frekanslar için (3.000 Hz altı) uyarılma hızı da frekans ayrımı için önemli bir göstergedir.
- Sesin şiddeti baziler membranın titreşim genliği ile belirlenir. Ses şiddeti arttıkça, titreşimin genliği de artar. Bu hem uyarılan tüy hücrelerinin sayısını hem de sinir uyarımı üretme hızlarını arttırır.
- Frekans seçiciliğinin düşük ses seviyelerinde yüksek ses seviyelerine göre daha iyi olduğu ve normal işiten bir kulakta 30-40 dB ses şiddetinde seçiciliğin maksimum olduğu bildirilmektedir.

3. Vestibulokoklear Sinir (İşitme Siniri)

- İşitme siniri olarak bilinen VIII. sinir hem işitsel bilgilere hem de uzaydaki hareket hissine aracılık ettiği için son derece önemlidir.
- Sinir hem afferent hem de efferent bileşenlerden oluşur.
- Özel somatik iletici kısım, işitme ve denge ile ilgili bilgilere aracılık ederken, efferent bileşenin tüy hücrelerinin çıktısını seçici olarak sönümlemeye yardımcı olduğu görülmektedir.
- Kokleadaki akustik uyarıya ilişkin bilgiler, kısa dendritler aracılığıyla kemik labirentin modiolusu içindeki spiral gangliona iletilir.
- Spiral ganglion, aksonları, sinirin VIII. sinirin vestibüler dalı ile birleştiği iç işitsel meatus boyunca çıkıntı yapan bipolar hücre gövdelerinden oluşur.
- Sinir, alt serebellar pedinkülün lateralinde, dorsal koklear çekirdek ve ventral koklear çekirdek ile sinaps yapmak için pons ile birleştiği yerde medulla oblongata'ya girer.
- İç kulağın vestibüler kısmından gelen sinir lifleri vestibüler siniri;koklear kısmından gelenler ise koklear siniri oluşturur.
- Koklear tüy hücreleri üzerinde sinaps yapan VIII. sinir liflerinin dendritleri, koklear hareket yoluyla yeterli mekanik uyarının ardından depolarize olur.
- Vestibulokoklear sinirin bipolar hücrelerinin aksonları, fonksiyonel olarak ponsun dorsal koklear çekirdeğine, anteroventral koklear çekirdeğine ve ponsun posteroventral koklear çekirdeğine ayrılan koklear çekirdeğe projekte olur.
- VIII. sinirden gelen çıkıntılar, koklear bölümün organizasyonunu yansıtan, koklear çekirdeğin içinde tonotopik olarak sıralanır. Yani, koklea içinde işlenen bilgiyi düşük frekanstan yüksek frekansa kadar temsil eden düzenli bir lif dizisi vardır.
- Bu düzen işitsel sinir sistemi boyunca korunur.
- Kokleada bulunan tüy hücreler ile koklear nukleus arasında doğrudan bir sinaptik bağlantı sağlar.
- Her bir kulakta 30,000 kadar lif vardır.
- Vestibülokoklear sinir temel olarak beyin sapındaki vestibüler ve koklear çekirdeklere doğru uzanan afferent lifler içerse de efferent lifleri de mevcuttur, ancak genel olarak afferent liflerinden daha az miyelinlidirler.
- Bu sinir liflerinin büyük kısmı dış tüy hücrelerine bağlanır.
- Efferent liflerin (insanlarda yaklaşık 500-600 tane) hücre gövdeleri, beyin sapında, süperior oliveri kompleksin çekirdeğinde bulunur.

Odyone

Hakkında Odyone

Odyone, odyoloji alanında bilgi paylaşımını ve topluluk oluşturmayı amaçlayan bir platformdur.

Copyright © 2025 Odyone. Tüm Hakları Saklıdır.
· Powered by Bradi.Tech·Gizlilik Sözleşmesi·
Powered by bradi.tech
Bize Ulaşın ↗