İşitme, yalnızca sesleri algılamak değildir. Özellikle çocuklar için işitmek; anlamak, öğrenmek, ifade etmek ve dünyayla bağ kurmak demektir. Çocukluk döneminde meydana gelen bir işitme kaybı, sadece kulakla ilgili bir sorun değil, tüm gelişim alanlarını etkileyen derin bir durumdur. Çünkü işitme kaybı yaşayan çocuk kelimeleri anlamada sorun yaşar, anlamada sorun yaşayan çocuk kendini ifade etmekte sorun yaşar.

Bir çocuk, doğduğu andan itibaren çevresindeki sesleri kodlamaya başlar. Annesinin ninnisini, babasının gülüşünü, oyun arkadaşlarının neşeli çığlıklarını… Eğer bir çocuk bu sesleri yeterince net duyamıyorsa, bu durum onun zihin haritasında boşluklara yol açar. Çünkü öğrenmenin temelinde duymak vardır. Duyulamayan her kelime, konuşma gelişiminden bilişsel becerilere kadar uzanan bir zinciri zayıflatır. Türkiye'de ve dünyada Yenidoğan işitme taraması programı (YDİT) uygulanmaktadır. Ancak bu tarama programının 30 dB Hl seviyesinden daha düşük şiddetleri test edemez. Yani bir çocuğun yenidoğan işitme testinden geçmesi demek hiç bir problemi yok anlamına gelmemelidir.
'Dikkatsiz olduğu için bazı seslere bakıyor bazılarına bakmıyor'
İşitme kaybı her zaman dramatik bir belirtiyle ortaya çıkmaz. Çoğu zaman çocuklar sese yönelmez, isimleri söylendiğinde tepki vermez ya da yaşlarına göre daha az kelime kullanırlar. Ancak bu belirtiler bazen “utangaçlık” ya da “ilgisizlik” olarak yorumlanabilir. Aslında bu çocuklar sessizliğe değil, duyulamayan dünyaya hapsolmuşlardır. İşitme kaybı yaşayan çocuklar çoğu zaman çevreyle kurdukları ilişkide sorun yaşar. Oyunlara katılamazlar, yönergeleri anlayamazlar, sınıfta geri planda kalırlar. Bu da onları zamanla sosyal olarak içe kapanık, akademik olarak başarısız ve duygusal olarak kırılgan bireyler haline getirebilir.
Dil gelişimi bir takvim gibidir; her yaşın bir kilometre taşı vardır. Ortalama 12. ayda çocuğun ilk anlamlı kelimesini üretmesi beklenir. Eğer bir çocuk bu süreci işitme kaybı nedeniyle kaçırırsa, bu kaybı telafi etmek her geçen gün daha zor hale gelir. Çünkü beynin işitsel alanları, özellikle ilk 3 yıl içinde uyarılmak zorundadır. Aksi halde bu alanlar başka görevler üstlenmeye başlar ve dil gelişimi kalıcı olarak etkilenebilir.
Bir Çocuğun Hayatına Ses Katmak Sizin Elinizde
Erken tanı konulan ve uygun müdahale başlatılan çocuklar, yaşıtlarıyla aynı seviyeye ulaşabilir. Gelişimsel farklar zamanla kapanır, çocuklar sosyal çevrelerine daha kolay entegre olur. Buradaki kilit nokta ise farkındalıktır. Bir anne, bir öğretmen, bir sağlık çalışanı ya da bir komşu bir çocuğun sesi olabilir.
Hakkında Odyone
Odyoloji alanında uzmanlaşmış olan Odyone, işitme kaybı, tinnitus (çınlama), iç kulak anomalileri ve aktif orta kulak implantları gibi konularda bilimsel temelli içerikler üretmektedir. Amacı, işitme sağlığı konusunda toplumsal farkındalık oluşturmak ve hasta ile profesyonel arasında bilgi köprüsü kurmaktır.
Sitedeki tüm içerikler, güncel akademik literatür ve uzman görüşlerine dayanmaktadır. Bilimsel doğruluk, erişilebilir dil ve etik yaklaşım Odyone’un içerik üretiminde temel aldığı değerlerdir.
İlgi alanları: pediatrik odyoloji, iç kulak gelişimi, işitsel rehabilitasyon, işitme kaybının psikososyal etkileri
Daha fazla bilgi için: (https://www.odyone.com.tr) veya tüm sosyal medya hesaplarımızdan odyonecom olarak bizi takip edip merak ettiklerinizi sorabilirsiniz.